Tenisçi Dirseği

Hastalık, dirsekte ve ön kolda ağrıyla kendini gösterir. Önceleri istirahatle azalan ağrı zamanla uzar ve şiddetli hal alır. Dirsekteki patoloji, ön kolun dış kas kirişlerinin dirsekte yapıştığı bölgede zedelenmeler oluşmasıdır. Genellikle ilk belirtilerin ortaya çıkması sonrası kişi bu durumu yorgunluğa bağlar fakat zamanla ağrı artınca doktora başvurulur.

Mekanik bir duruma bağlı olduğu için hastalığın sebebi önemlidir. Neden geliştiğini anlamazsak tedavimiz sonuçsuz kalacaktır.

En önemli mekanizma tekrarlayıcı kuvvetlerin etkisidir. Bu da en çok tahminlerin aksine dirsekte değil el bileğindeki kötü kullanımdır. Özellikle el bileğinin sürekli kaldırılıp indirilerek yapıldığı bilgisayar klavyesi mause kullanımı, çekiç kullanma, bulaşık yıkama, sürekli ve tekrarlayıcı elle kavrama hareketleri bu zorlayıcı kuvvetler örnektir. Risk altındaki kişiler; ev hanımları, hatta çalışan işçiler, ofis çalışanları, sporculardır. Fakat her tür iş kolu ve zorlanma ile ortaya çıkabilir.

Ağrı durumu o kadar ilerleyebilir ki zamanla el sıkışma, kapı kolunu açma, küçük bir ağrılığı kaldırma durumlarında bile ağrı dayanılmaz olabilmektedir.

En erken yapılacak tedavi meydana getiren olaydan uzaklaşmak olacaktır. Fakat bazı durumlarda yapılan hareketler mecburi ve kaçınılmaz olmaktadır. Böyle durumlarda ergonomik düzetme yapılmalıdır. Dirseğe ve ön koldaki kaslara binen yükü azaltmak için yük kolunu kısaltmak, yani vücudumuzdan ileride olan yükü yaklaştırmak çözüm olabilir. İşçilerde, iş güvenlik uzmanı ve işyeri hekimi ile birlikte kişinin boyuna, kilosuna, yapacağı işe göre yapılacak olan düzenleme veya bir ev hanımının bulaşık yıkarken tezgaha yaklaşması, taşıma açısının daraltılması uygulanabilir.

Sporcularda özellikle tenis ve raket sporlarında vuruş tekniğini düzeltmek sakatlıkların önlenmesi için şarttır. Backhand vuruşlarda el bileği ve dirsekle vuruş yerine tekniğe uygun olarak omuz hareketi sakatlığı önleyecektir. Fithness ile uğraşan sporcularda ağrılık kaldırma sırasında çok sıkı kavrama hareketi ile yüksek ağırlık ve sık tekrarlar, dirseğin tam ekstansiyonu (yana açma) ile hareketlerin yapılması, zorlanma ve epikondilite sebep olmaktadır. Bunun yerine hareketler yapılırken dirseğin hafif kırılarak(fleksiyonda) yapılamsı sakatlıkları önleyecektir.

Tedavi yöntemleri

Tedavi yöntemleri çok çeşitlidir. Burada bizim izlediğimiz ve kişilerin durumuna göre birlikte karar vererek uyguladığımız tedavi şemasını öneriyoruz.

İlk uygulamamız ağrı kesici ve ödemi azaltan ilaç tedavisi ile birlikte epikondil bandı adı verilen dirseklik ve günde 5-6 kez 15 dakika süreli buz uygulamasıdır. İki hafta kadar takip edilerek ağrı ve fonksiyonel kapasite görülür. Ağrı devam ediyorsa ağrı bölgesinde steroid(kortizon) enjeksiyonu uygulanır. Yeni uygulanmaya başlanan prp (platelet rich plazma) uygulamaları hastanın kendi kanından elde edilen ve iyileştirici unsurlar barındıran trombositlerin hasarlı bölgeye uygulanmasıdır. Popüler bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Fakat bazı çalışmalarda etkinliği steroid uygulaması ile benzer olarak bulunmuştur.

Dezavantajı, kişinin kendi kanının alınması gerekliliği ve kullanılan malzemenin pahalı olmasıdır. Enjeksiyon uygulamasından korkan hastalar için eğzersiz ile birlikte yapılan radyofrekans uygulaması ve fizik tedavi uygulamaları alternatif bir tedavi yöntemidir. Yapılan uygulamalara rağmen inatçı ağrılarda son seçenek cerrahi yöntemledir. Artroskopik veya açık olarak hasarlı dokuların uzaklaştırılır. Bizim şahsi tecrübelerimiz ile gördüğümüz, hastaların enjeksiyon ve prp uygulamalarından korktuğu ve enjeksiyon uygulamalarını yaptıran hastalarda ise bir gün süre ile oluşan ağrıdan şikayet etmeleridir. Bu durumu gidermek, hasta konforunu ve uygulamanın etkinliğini arttırmak için sedasyon altında işlem yapılması bir seçenek olarak görülmektedir.

İletişim sayfasından detaylı bilgi ve randevu alabilirsiniz.